Rüzgârgülünün Kanadı

10614

Lojistikçilerin Sesi İnternet Sitesine ilkin Vincin Kulağı Kesilirse başlıklı bir yazı paylaşmıştım. Bu seferki yazım ise çok büyük ölçekli malzemelerin kara taşımacılığı ve sorunları hakkında olacak burada tekrar lojistik firma ve taşıyıcı firmaların kritik hareketleri üzerinde durmak istiyorum.

Günümüzde bildiğiniz gibi kalkınmada ve ilerlemede enerji en önemli unsurların başında geliyor. Enerji türevleri de ülkemiz açısından çok önemli. Türkiye’de de alternatif enerji kaynakları arasında rüzgâr enerjisi epey bir yol kat etti. Geçen sefer bir inşaat şirketinin karadan ya da havadan yapılacak bir seçeneği bulunmadığı büyük ebatlı malzemeden bahsetmiştim.

Bu sefer ise Rüzgâr Türbini ya da Rüzgârgülü kurma malzemelerinin kara yoluyla nakliyesinden bahsedeceğim. Rüzgâr gülü kulağa sanki üfleyince uçacak bir şey gibi gelse de bu taşımacılık hiç de kolay bir şey değil.

Rüzgâr türbini, rüzgârdaki kinetik enerjiyi önce mekanik enerjiye daha sonra da elektrik enerjisine dönüştüren sistemdir. Bir rüzgâr türbini genel olarak kule, jeneratör, hız dönüştürücüleri (dişli kutusu), elektrik elektronik aksam ve pervaneden oluşmaktadır. Bu konuda İsveç, Almanya, Danimarka gibi ülkeler Avrupa’nın başlıca rüzgâr enerji üreticileridir. Günümüzde girişimciler tek tribün yerine rüzgâr tarlası adı verilen ve en az birkaç düzine tribün içeren düzeneklerle enerji üretimi yapmak için yatırımlarda bulunmaktadır. Bu düzenekler oluşturulması için de 50 ila 100 metre arasında değişen ölçülerde türbinler inşa edilmesinden söz edilir. Çoğu rüzgâr türbini 2 veya 3 adet pervane kanadına sahiptir. Kanatların üzerinden esen rüzgâr, kanatları kaldırıp dönmelerini sağlar. 600 kW’lık rüzgâr türbininde her pervane kanadının uzunluğu 20 metre kadardır ve pervaneler bir uçak kanadı gibi tasarlanır. Rüzgârgülü kW miktarı ne kadar yüksek olursa kilowatt başına elektrik üretim masrafı daha az olur.

Böyle uzun ve ağır bir yükü taşımak ise hiç kolay değil, özel hazırlıklar yapmak gerekmektedir. Taşıyıcı firmanın özel taşıma aparatları gereksiniminin yanında, özel araç dizaynına ve deneyimli sürücülere ihtiyaç vardır. Ayrıca gidilen ülkenin karayolları sisteminde aksaklık oluşturmamak açısından karayolları sistemi ile bağlantı kurulmasına ihtiyaç vardır. Örneğin Türkiye’de Karayolları Genel Müdürlüğü ile görüşmeler yaparak doğru güzergâh belirlemek gerekir. Sadece güzergâhın belirlenmesi değil yol işaretler sokak lambaları gibi kimi unsurların geçiş noktalarından kaldırılmasına hatta bazı özel yolların açılmasına gereksinim duyulabilir. Manevra kabiliyeti çok zor olan bu tarz taşımacılıkta olabildiğince virajlı olmayan yollar belirlenmelidir. Belli protokoller oluşturulmalı ve buna göre yola çıkılmalıdır. Bu tarz taşımacılıkta ebatın çok büyük ve ağır olması riski çok fazla artırmaktadır. Öte yanda kara yolunda sadece bu malzeme seyir halinde değildir birçok başka taşıtın varlığı bilhassa dar yollarda sıkıntılara yol açmaktadır. Her ne kadar takip ve seyirde refakatçı uyarıcı taşıtlarla çevre bilgilendirmesi oluyorsa da diğer araç sürücüleri ve trafik açısından sorunlar oluşabilmektedir.

Prof. Dr. Gonca Telli, Maltepe Üniversitesi, İşletme ve Yönetim Bilimleri Fakültesi Dekanı

Makale Organizasyonunu Yapan:

Ayşe KARAKAYA

Lojistikcilerinsesi.biz

Sponsor