ICF Türkiye’nin düzenlediği “İş Dünyası Buluşmaları” Webinar Serisi, Türkiye’nin önemli şirketlerinin “Dönüştüren Koçluk Hikayeleri” ile devam etti. Etkinliğin Mayıs ayı konukları, Aksigorta Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Uğur Gülen ve Borusan Holding İnsan Kaynakları ve Kurumsal İletişim Grup Başkanı Nursel Ölmez Ateş oldu.
Uluslararası Koçluk Federasyonu ICF‘inülkemizdeki temsilcisi ICF Türkiye, koçlar ile özel sektör şirketlerinin bir araya geleceği platformlar oluşturmaya devam ediyor.
ICF Türkiye’nin başlattığı iş dünyası ile buluşma organizasyonu kapsamında Mayıs ayında, “Dönüştüren Koçluk Hikayeleri” webinarı yapıldı. Her ay farklı sektörden yöneticilerinin, organizasyonlarında hayata geçirdikleri koçluk uygulamalarını ve bu uygulamalarla yaşanan değişimleri katılımcılara aktardığı “Dönüştüren Koçluk Hikayeleri” buluşmaları, ICF Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Tuna Aktuna‘nın moderatörlüğünde gerçekleştiriliyor. Düzenlenen webinarlarla, koçlukla yolu kesişen yöneticilerin, koçluk mesleğini yapanlara ilham vermesi, onlara yol açması ve aynı zamanda koçluk mesleği ile şirketleri bir araya getiren bir platform oluşturulmasını amaçladıklarını vurgulayan Tuna Aktuna’nın bu ayki konukları, Aksigorta Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Uğur Gülen ve Borusan Holding İnsan Kaynakları ve Kurumsal İletişim Grup Başkanı Nursel Ölmez Ateş oldu. Uğur Gülen ve Nursel Ölmez Ateş, koçluk kültürünü yerleştirdikleri organizasyonlarında iş akışlarına yansıyan sürdürülebilir faydaları ve koçluk kültürü ile birlikte şirketlerinde değişen, dönüşen tarafları katılımcılarla paylaştılar.
2000’li yılların ortaları, emredici yönetici stilinin yaygın olduğu bir dönemdi
Koçluk kültürünün öncelikle birey olarak sahiplenip, sonrasında şirket içinde yaygınlaştırılması gerektiğini vurgulayan Uğur Gülen, koçlukla tanışmasını şöyle anlattı: “2006 yılında katıldığım bir liderlik programında, pek çok yöneticilik stilleriyle ilk defa karşılaşmıştım. Bunlar arasında vizyoner yönetici, hız belirleyen yönetici, talimat veren/emredici yönetici, dostane yönetici, demokratik yönetici gibi stiller vardı. Ama özellikle koçluk yapan yönetici stili ilgimi daha çok çekmişti. O tarihler şirketimizde emredici yönetici ve hızı belirleyen yönetici stillerinin yoğun olduğu bir dönemdi. Ancak organizasyonlarda performansın artırılması için vizyoner ve koçluk yapan yönetici stilinin önde olması oldukça önemliydi.”
Aksigorta’nın Genel Müdürü ve çalışanların %14’ü ICF Uluslararası Koçluk Federasyonu akretitasyonuna sahip programlardan mezun unvanlı Koç.
Katıldığı liderlik programından çok etkilendiğini de vurgulayan Uğur Gülen, sonrasında sertifika programlarına ve eğitimlere katılarak Koçluk sertifikasını aldığının altını çizerek, sözlerine şöyle devam etti: “Aldığım koçluk eğitimleri ile insanlarda değişimin nasıl yaratıldığını, doğru sorularla, bu değişimle fizyolojik olarak nörolojik bağların nasıl yeniden oluşturulmaya başladığını fark ettim. Ve pozitif psikoloji konusunda kendime epey yatırım yaptığımı söyleyebilirim. Ancak bir işin kalıcı olması için belli bir kitleye ulaşmanız gerekir. Bunu bir ürün olarak düşündüğümüzde, hedef kitlesinin yüzde 16‘sına ulaşmayan hiçbir ürün başarıya ulaşmış sayılmaz. Bu yüzden koçluk deneyimimi şirkette yaymak istedim. Şirket içindeki koç sayısını artırmamız gerektiğini düşünerek, üst yönetimden başlayarak pek çok yöneticinin koçluk eğitimi almasını sağladım. Bugün Aksigorta‘da ciddi sayıda koça ulaştık. Şu anda 80 civarında yöneticimiz koçluk sertifikasına sahip.Bu da çalışan sayımızın yüzde 14‘ü anlamına geliyor. Böylece yöneticilerle ortak dili kullanmaya başladık ve yönetim süreçlerimiz bu ortak dil üzerinden oldukça kolaylaştı.”
Ego durumlarının farkına varan, ortak bir dil konuşan yöneticiler ve verimli şirket içi diyaloglar
Koçluk stili ve vizyoner stili yöneticiliğin daha fazla sahiplenilmesi için 4 yıl önce şirket içinde başlattıkları projelerin detaylarını anlatan Aksigorta Genel Müdürü Uğur Gülen, yöneticilerin hedeflerine koçluk sertifika programlarını eklediklerini ve yöneticilerin bu eğitimleri alması için şirketin tüm olanaklarını sunduklarını da belirterek; “Her ne kadar önceleri yöneticilerimiz başlarda biraz tedbirli yaklaşmış olsalar da; eğitimlerin ardından aldığımız geri bildirimler, yöneticilerimizin hem iş hayatlarında hem de özel hayatlarında çok olumlu değişikliklerin olduğu yönündeydi. Bu da tabi ki iş süreçlerine olumlu yansıdı. Genel müdürlerin ardından bunu daha alt katmanlara da yayarak projelerimizi genişletmeye devam ediyoruz. Ayrıca farkındalık ve transaksiyonel analiz eğitimleri de almalarını sağlayarak, şirket içi iletişimi ve herkesin içinde zaten taşıdığı potansiyeli ortaya çıkarmalarını sağlıyoruz. Böylece ego durumlarının farkına varan ve ortak bir dil konuşan yöneticiler ile şirket içi diyalogların çok güzelleştiğini tespit ettik.” diye konuştu.
Uğur Gülen: İyi veya kötü yönetim stili diye bir şey yok; doğru ortamda, doğru yönetim stilini belirleyebilmek önemli
Uğur Gülen, oluşturdukları koçluk programları ile çalışan mutluluğu, çalışan bağlılığı ve bunlara bağlı olarak müşteri memnuniyeti performanslarında artış görüldüğünü belirterek, sözlerini şöyle tamamladı: “İnsan odaklı bir şirket olan Aksigorta, önceki yıllarda direktif veren, hız belirleyen ve dostane bir yönetim stilinin ağırlıklı olduğu bir şirketti. Şimdi ise direktif veren yönetici stilinin azaldığını ve diğer yönetim stillerinin daha baskın olarak ortaya çıktığını gözlemliyoruz. Şu anda, nasıl daha doğru direktif veren yönetici stiline geçebileceğimiz üzerine çalışıyoruz çünkü zaman zaman ona da ihtiyaç var. Burada da farkındalığı geliştirmiş olmak önem kazanıyor. Çünkü iyi veya kötü yönetim stili diye bir şey yok. Doğru ortamda, doğru yönetim stilini belirleyebilmek ve o yönetim stilini kullanabilme becerisini geliştirmek önemli. Farkındalık çalışmalarımız ve farklı yönetim stillerini kapsayan koçluk eğitimleri bu noktada faydalı oldu. Gerekli durumlarda farklı yönetim stillerini uygulayabilmek için yönetici repertuarında tüm yönetim stillerinin olması gerekiyor. Bunlara ekolarak son 5 yıl içinde çalışan memnuniyeti yüzde 50’den yüzde 74 seviyesine geldi ki bu yüksek bir seviyedir. Çünkü çalışan memnuniyeti şirketler için her zaman en zor kısımlardan biridir”
Eğitim ve koçlukla tanışma
Borusan Holding İnsan Kaynakları ve Kurumsal İletişim Grup Başkanı Nursel Ölmez Ateş ise, koçluk yolcuğu hikayesini şöyle anlattı: “Aldığım koçluk seanslarının ardından koçluk programlarına katılarak sertifikalı bir koç olmaya karar verdim. O tarihlerde çalıştığım grubun başlatmış olduğu grup içi koçluk programı vardı. Eğitimlerimi aldıktan sonra farklı grup şirketlerinden üst düzey yöneticilere koçluk vermeye başladım. Bu benim koçluk deneyimimi geliştiren bir süreç oldu. Akabinde pozitif psikoloji ve takım koçluğu eğitimlerimi tamamladıktan sonra, sadece bireylere değil takımlara da koçluk yapmaya devam ettim. Koçluğun aile ilişkilerinden sosyal yaşantıya, iş hayatından kişisel gelişime kadar değen sihirli bir değnek olduğuna inanıyorum.”
Borusan Liderlik Modeli
Borusan’da koçluk yaklaşımının geçmişinin yaklaşık 10 yıl öncesine dayandığını, geçtiğimiz yıl ise değişen dünya dinamiklerine bağlı olarak Borusan Liderlik Modeli‘ni revize ettiklerini anlatan Nursel Ölmez Ateş, “Liderlik stilleri arasında koçluk eden liderliğin güçlü bir alan olduğunu her sene yaptığımız değerlendirmelerde görebiliyoruz. Bu yönetim şekli ile şirket içinde daha kapsayıcı, dinlemeye dayalı ve geri bildirimi önemseyen bir organizasyonel kültürü de yaratmış olduk.” dedi.
Kariyer = Gelişim, Borusan’ın Yeni Yetenek Yönetimi Projesi
Borusan Grubu’nun özellikle son 10 yıldır düzenli olarak yöneticilerine bireysel koçluk hizmetleri ve eğitimleri sağladığını ve bunların sonuçlarının takip edildiğini söyleyen Nursel Ölmez Ateş, yeni projelerinin detaylarından şöyle bahsetti “En yeni projemiz ise Kariyer Gelişim Projesi. Bu proje, bireysel bir ihtiyaçtan çok, grubun ortak ihtiyacından ortaya çıkan bir proje. Bildiğimiz gibi herkes hayatının belli bir noktasında kariyerinin nereye gideceğini sorgulamaya başlıyor ve ilk olarak bununla ilgili ilk önce yöneticileri ile görüşüyorlar. Biz bu görüşmelerin de koçluk temelli olmasını hedefliyoruz. Çünkü burada yöneticilerinin ön yargısız bir şekilde dinleyebilmesi, doğru sorular sorabilmesi, o ilişkinin gerçekten güvene dayalı olması bizler için çok önemli. Çalışanların kariyerleri için almaları gereken sorumluluğu ve aksiyonları yöneticilerine doğru aktarmaları önemli. Bunun için liderlerimize koçluk becerileri kazandıracak programlar oluşturduk. Farklı yönetim kademelerinden yaklaşık 700 yönetici arkadaşımız bu programa dahil olacaklar. ICF unvanlı koçlar tarafından yapılandırılmış bir şekilde; yöneticisi olduğu kişilerle yapacakları, özellikle zor görüşmelerin üstesinden nasıl gelebileceklerini deneyimleyecekleri bir program başlattık. Aslında yüz yüze tasarladığımız bu programı içinden geçtiğimiz dönem nedeniyle hızlı bir şekilde dijital ortama adapte ettik. Online olarak başlayan program şu anda çok verimli geçiyor.”
Zihniyet ve davranış değişikliğini en tepeden en aşağıya kadar yaymak
Koçluk kültürünün şirket içinde yarattığı etkilere de değinen Nursel Ölmez Ateş, sözlerini şöyle tamamladı: “Her şeyden önce zihniyet değişimi yaşanıyor. Başkaları benim için bir şey yapsın diyen bir yaklaşımdan, herkesin kendi sorumluluğunu aldığı ve kendi liderliğini üstlendiği ve daha çok öğrenen bir kültüre doğru evrildiğimizi gözlemliyorum. Özellikle takım koçluğunda ve çalışan bağlılığı anketlerimizde bunları görebiliyoruz. Buradaki amaç olabildiğince bunu yaygınlaştırabilmek; bu zihniyeti ve davranış değişikliğini en tepeden en aşağıya kadar yaymak. Bunun sürdürülebilir olmasını da çok önemsiyorum.
Etkinlikte ayrıca, özellikle salgın sürecinde oluşan uzaktan çalışma gerçeği ile birlikte hız kazanan dijitalleşme süreci sayesinde, iş hayatında iki önemli unsur olan insan psikolojisi ve teknoloji konularında pek çok yeni gelişmenin yaşanacağı ve önümüzdeki günlerde en ihtiyaç duyulan meslekler arasına Koçluk mesleğinin de girebileceğinin altı çizildi.
ICF Hakkında:
Kuruluş amacı profesyonel koçluk sanatını, ilmini ve mesleğini ilerletmek olan ICF Global (Uluslararası Koçluk Federasyonu), 1995 yılından bu yana koçluk mesleğinin küresel liderliğini üstlenmeye devam ediyor. Koçluk mesleğinin standartlarını belirleyerek ve bağımsız unvanlama sistemi sağlayarak pek çok ülkede çalışmalar yürüten ICF’in Türkiye’deki imtiyazlı kuruluşu ICF Türkiye de ülkemizde programlar ve standartlar oluşturarak koçluk mesleğinin güvenilirliğini sürdürmeye devam ediyor.