Lojistik Sektörü, Araç Takip Çözümleri Kullanımı ve Endüstri 4.0

10079

Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

Ayşe Hanım, öncelikle Lojistikçileri Sesi olarak ile bizim ile bu güzel konuyu genişçe ele aldığınız için teşekkür ederim. Sohbetimiz de size teknolojinin lojistik sektörü üzerine sınırlı etkilerine değineceğim.

Şahsıma gelir isek araç takip sistemleri sektöründe ülke lideri ve dünyada ise dördüncü sıradan olan M2M ve IOT çözümcüsü teknoloji firmasında 10 yıllı aşan tecrübemiz ile müşterilerime projede satış yönetimi ve verimli filo danışmanlığı alanlarında çözümler sunduk.  Kullanıcı taleplerini ile üçüncü parti yazılım entegrasyonu dahil olmak üzere, çalışma kurallarının optimize edilmesini sağladık. En önemlisi araç bazlı hareketlerde (tek araç için günde ortalama 4000 satır bilgi) büyük verinin yönetilmesi faaliyetlerin de danışmanlık hizmeti verdim. Çalışma hayatım boyunca tamamladığım projeler ve çoğu sektör ilki olan müşteri kazanımları sebebi ile birçok defa üstün başarı ödülleri aldım.

Müşteri özelinde faaliyet giderlerini azaltılması ve atıl iş gücü kaybının önüne geçilmesi yönünden ortak çalışmalar yürütüyoruz. “Kısacası müşterinin 100 nakliye aracı var ise aynı işi daha az araç ile yapabilir miyiz ya da araç sayısını arttırmadan, artan iş hacmini göğüsleyebilir miyiz?” sorularına odaklanıyoruz.  Misal bir firmada atıl iş gücü %10 ise bu firmanın büyüme oranı da %8 ise, 8 adet yeni araç almadan artan iş hacmine cevap vermesini sağlıyoruz. Buna ilave olarak araç parkının faaliyet giderlerini, ekonomik ve emniyetli sürüş metotları uygulayarak optimum düzeyde tutulması adına tecrübe paylaşımı yapıyorum.  Gelen talepler doğrultusunda hizmet alan ve hizmet veren tarafında lojistik hizmetlerin re-organize edilmesi ve şartname belirlenmesi hususunda danışmanlık hizmeti taleplerine odaklanmış durumdayım.

– Günümüz Lojistik Sektöründe araç takip cihazları kullanımını nasıl değerlendiriyorsunuz?

– Sektör Teknolojiyi Sevdi, Fakat Verdiği Mesaj Henüz Alınmadı:

Ülkemizde araç takip sistemlerinin yayılmasında öncü sektör lojistiktir desek yanlış bir cümle kurmuş olmayız. Geçen zaman içinde veri çeşitliği arttı ve bazı firmalarımız araçlar ile operasyon merkezi üzerinden konuşabilecek hale geldiler. Fakat üzülerek söylüyorum ki, sadece sorun olduğun anlarda sistem açma alışkanlığı sebebi ile istenilen fayda elde edilemiyor. Yapılan iyileştirmelerde çalışmalarının çoğu zaman odaklı ve kısmı olarak güzergah optimizasyonunu ele almakta. Ama en değerli verinin olduğu araç kullanım alışkanlıkları ve teslimat noktalarının değişken kısıtları ile alakalı düzeltme noktalarına henüz hiçbir firma dokunabilmiş değil.   

Az önce dile getirdiğimiz gibi çoğu firma iş süreçleri ile alakalı sorun olduğunda sistemi açıyor ve ne olduğunu anlamaya çalışıyor.  Misal kaza olduktan sonra araç hızı kaç km/saat imiş diye bakmaktan ötesine geçmek lazım. Firma araç kullanım karakteristikleri ile örtüşecek şekilde hızlanma ve yavaşlanma bölgeleri tespit edilebilir ve yol rakımını da dikkate alarak riskli bölgeler haritaya işaretlenebiliyor. Bu bölgelere kural ihlali yapıldığında sesli, sms, e-posta uyarıları sistem tarafından isten kişilere ulaştırılabiliyor.

Yani firmalar kendi ihtiyaçları doğrultusunda çalışma kuralları ve ihlal sınırlarını oluşturarak, ihlaller ve kural dışı çalışmalar maddi kayba neden olmadan tedbir alma imkânı sağlayabilirler. Agresif araç kullanımı tek bir örnek bunu çoğaltabiliriz ama genele baktığımızda sektör teknolojiyi sevdi, fakat verdiği mesaj henüz alınmadı.

Araç Takip Sistemi kullanan firmalar kazaların önüne geçebilir mi?

Trafik kazaları azalır ise kasko primlerini azalır.

Araç takip sistemlerinde artık yol tiplerine göre hız limitleri takip etmek yetersiz kalıyor. Firmalar geçmiş raporlar içinde ani yavaşlama ve riskli hızlanma noktalarını tespit etmek istiyor. Misal bu noktalarından tırmanma noktalarını takip eden eğimli inişlerdeki hızlanmamı yoksa viraj başlangıç ve bitişimi olduğunu cihaz ürettiği rakım ve dönüş bilgileri üzerinden takip edebiliyor. Günümüzde, ekonomik ve güvenli sürüş raporları oluşturarak araç kullanıcılarının sürüş performanslarını arttıran firmalar azalan araç ikame ve yakıt giderleri ile rekabette birkaç adım öne geçebilecek. Bir tık ötesi kullanılacak akıllı uygulamalar ile daha önce kaza yapılan ya da kaza riski olan bölgelere girildiğin de araç kullanıcısının farkındalığı arttırılabilir ve uyması gereken kurallar hatırlatılabilirsiniz. Tabi olarak güvenli sürüş temin edildiği araçların kazaya karışma oranları azaldığı için sigorta maliyetlerinizdeki azalmanın rekabet gücünüze katkısı çok büyük oluyor.

Ekonomik Sürüş dediniz, bu düzen nasıl sağlanıyor?

Araçlarda fazladan rölanti, moturu devrinde kullanmama ve gereksiz frenleme ilave %10 yakıt maliyeti demek. 

Günümüz araçları sürücü hatalarını ne kadar minimize etse de ortadan kaldırmıyor.  Tüm motorlu taşıtlarda en çok yakıtın tüketildiği ve mekanik sistemlerin yıprandığı sürüş zamanları, yeniden hızlanmanın sağlandığı anlarda oluyor.  Zaman çizelgesi üzerine HIZ-MOTOR DEVİRİ – ANLIK YAKIT TÜKETİM verilerini grafiksel olarak işaretlediğimiz takdirde bu daha da anlamlı oluyor.  Örneklemek gerekir ise Otobanda 60 km/h ile 99 km/h aralığında sürekli değişken hızlar ile kullanılan bir aracın yaktığı yakıt tüketimi %35 iken, takip mesafesini koruyarak sürekli 80 km/h hız seyir eden aracın yakıt sarfiyatı %29’ları çok rahat görüyor. İlave olarak güncel bir çekicinin 1 saat rölantide harcadığı yakıt 1,8 lt civarı, günümüzde start-stop’lu araçların emsallerine göre %3-5 arasında yakıt tasarrufu sağladığını düşünür isek yakıt tasarrufunu daha da arttırılabiliyor. Bunun ile birlikte gereksiz frenlemenin azalması ile fren balata, baskı balata, lastik ömürleri uzuyor ve motora gereksiz yükleme yapılmadığı için yağ eksiltmesi de yavaşlıyor araçların.

Özellikle uluslararası çalışan lojistik firmalarında yakıt önemli bir değişken bu konuda sektörde üretilen çözümler nelerdir?

Yakıt rejimini kontrol altında tutan firmaların karlılığı yükseliyor.

Günümüzde yerli araç takip sistemleri yurt dışı rakiplerinin önünde çözümler geliştirdi. Güncel GPS takip cihazları, araç üreticilerinin akıllı teknolojileri ile evrensel veri protokolleri konuşabilir hale gelmesi işleri çok farklı boyutlara taşıdır. Uluslararası nakliyat sektöründe yakıt önemli bir gider kalemi ve hatta ülkelere göre yakıt alım fiyatları değişkenliği sebebi ile hangi ülkede yakıt alımı yapıldığını bilmek gerekiyor. Bu seviyeleri araç verileri üzerinden okunup arşivlenebiliyor, eski nesil araçlarda ise yakıt seviye sensörleri kullanılarak yakıt tanklarındaki ani eksilme ve artışlar anında tespit edilip operasyon merkezlerine iletilebiliyor. Ayrıca yakıt tankların da dışarıdan müdahale olmasını istemeyen firmalar için yakıt kapağı, tahliye kapakları ve devir daim bölümleri sensörler ile 24 saat aralıksız takip edilebiliyor.  Yakıt rejimini kontrol altında tutan firmaların, karlığı yükseliyor. Aynı marka ve model araç ile bir firmaya teklif verdiniz, fiyatı aşağı çekebilmek için ekonomik ve güvenli araç kullanımını sağlamak ve yakıt tankı verilerine hâkim olmaktan başka şansınız kalmıyor.

Sektörü bekleyen bir insan kaynakları sorunu olduğu söylenmekte, araç takip sistemleri bu sorunun çözümüne bir katkısı olabilir mi?

İnsan Kaynakları Departmanlarının ilgisi çekiyoruz:

Kısaca özetlemek gerekir ise araç takip sistemleri üzerinde ekonomik ve güvenli sürüş kuralları oluşturulabildiğini, ayrıca yakıt takibinin anlık olarak yapılabildiğine değinmiş idik. Algıda araç kullanıcıları üzerine olumsuz bir etkisi oluyor gibi gözükse de lojistik firmaları koyduğu kurallara uyan, tabi olarak yakıt ve araç giderlerini aşağı çeken personellerini sistem üzerinden takip ediyor. Performansları yüksek araç operatörlerini elinde tutmak için gerekli sosyal iyileştirmeler yapıyorlar. Hali ile araç kullanımında dijital dönüşümü sağlamış firmalar insan kaynakları açısından ağır vasıta şoförlerin ilk tercihi oluyor. Bu hususta araç takip sistemleri insan kaynaklarının ilgisi çekmektedir.

Lojistik geniş bir sektör ve şimdiye kadar sadece nakliyat firmaları üzerine yoğunlaştık, kendi lojistik organizasyonu firmalar da var mesela market zincirleri, onların durumu nedir?

– Araçları takip etmek yetmiyor, yapılan işin röntgeni isteniyor:

Buna biraz değişik yaklaşayım, yurt sathında yayılmış şubeleri olan birçok market zinciri var. Açık kaynaklar üzerinden gidelim, yaklaşık 600 şubesi olan bir market zincirinin normal dönem için hazırladığı 12 günlük indirim kataloğunu incelediğiniz de ürünlerin yaklaşık ağırlığı 4200 tonu aşıyor. Günlük kampanya harici satışların stok üzerinden eksilmesi ortalama 2 ton civarı olur. Toplarsak 12 gün içinde bir mağazanın ürün çevrimi 30 tonu aşıyor. Yani her gün ana depolardan günlük 1500 ton ürün çıkması lazım yani şehir içi midilli kasa araçlar söz konusu olduğunda 200 araç seferine denk geliyor. Bu galaksi ekseni çevrimini sağlamak için araç takip sistemleri üzerinden çok güzel veriler alınabiliyor; ama yetmiyor. Sipariş yönetimi, depo yönetimi ve hatta depoya gelen tekil ürün yüklü tırın verilerinin ve sevkiyat araçları ile birlikte optimize edildiği projeleri yürüttük. Tabi buna yukarıda bahsettiğimiz ekonomik ve güvenli araç kriterlerini eklediğimizde firmalara salt olarak araç takip yetmiyor, yapılan işin röntgeni isteniyor.

Konuştuğumuz konuları ele aldığımızda sadece konum verileriyle başlı başına çözüm üretilemeyeceğini anlıyoruz, firmaların faaliyetlerine özel olarak talep ettiği sensörlerler oluyor mu?

– Sensörler ile konuşan cihazlar ön plana çıkacak:

Tabi ki oluyor. Mesela çoğu lojistik firması 1 çekiciye, 2 treyler ile çalışıyor, 50 çekicisi olan 100 treyleri olabiliyor. Çekici hangi plakalı treylere nerede kupayı bağlamış, kaç km sonra, nerede, hangi tarihte çekme işlemi bıraktığını görmek istiyor. Bunun ile birlikte şoför sayısı araç sayısından fazla olan firmalar sürücü tanıma birimi kullanarak kullanıcı takip raporları şoför özeline kadar indirilebiliyor. Bunun ile birlikte taşınan ürünün ısısı, ph değeri, yük kapılarının ne zaman açılması gibi verilerde gelen talepler arasında. Lakin günümüzde araçların ürettiği emniyet kemeri ikazı, adblue seviyesi, fren balatası kalınlığı, lastik basıncı seviyeleri, şerit takip sistemi gibi araç ile alakalı veriler ve arıza bilgilerini okuyan, arşivleyen ve online takibe imkan sağlayan araç takip sistemleri ön plana çıkıyor olacak. Hatta bir projemde sürücünün uzun süreli yoldan gözünü ayırması, uyuklaması, telefon ile konuşması gibi kazaya sebebiyet verecek konuları ele almış, başarılı sonuçlar elde etmiştik.

Lojistik sektörü artan maliyetler, alternatif taşıma kanalları ve iş modelleri oluşması, yoğun rekabet ortamın da araç takip sistemlerinin rolü ne olacaktır.

Gelecekte tüketici ile konuşabilen fabrikalar ve üreticiler olacak

Aslında röportaj konumuz araç takip sistemleri ama bunu uçtan uca entegre mobil takip sistemleri olarak sektörün genişleyeceğini görüyoruz. Hatta yurt dışı bazı perakendeciler reyonlardaki ürünlerinin miktarını, son kullanım tarihlerini saklanmak koşullarını takip etmeyi ve eksilmeleri mağaza bazında toplayıp siparişleri üreticiye direk ulaştırarak minimum stok maliyeti ile çalışmayı amaçlamaktadır. Örneklemek gerekirse, önümüzdeki süreçte bir mantı üreticisi satış noktalarındaki kalan ürünleri görebilecek ve azalma olan mağazalara sevkiyat çıkaracak. Yani 7 günde 1 her satış noktasına gitmek yerine, satış noktasına ihtiyaç olduğunda gidilecek. Yada ana dağıtım depoları ani stok azalmaları takip ediyor olacak ve mağazaya ürün sevk ederek çok satılan ürünlerin yok satmasının önüne geçilecek. Yani bir nevi üreticiler tüketiciler ile üreticiler konuşabilir hale gelecek. Bir ürün raftan alınıp belli süre sonra dolaba geri giriyor ise, alımı etkileyen diğer faktörlerde denetlenebilir olacaktır.

LOJİSTİK 4.0’da neredeyiz?

Dijital dönüşüm adımlarımız çok küçük kalıyor!

Günümüzde teknoloji ve tabii olarak müşteri ihtiyaçları çok hızlı değişiyor. Bu değişimlere hızlıca ve minimum maliyet ile ayak uydurmanın tek yolu mobil takip sistemleri ve bunların entegre çalışan çözümler ön planda olacak. Bunu başarabilecek firmaların sayısı da günümüzde çok az. Daha doğrusu hem donanım tarafından cihazları kendi üreten,  hem de yazılımı kendi ekibi ile çözen ve Ar-Ge yatırımlarına önem veren firmalar ile yola çıkmak gelecekte değişen ihtiyaçlara hızlıca adapte olmanızı sağlayacaktır. Ülkemiz de merkezi yönetime sunulan performans arttırıcı projeler sunulur. Lakin kapsayıcı değil, tek bir departman üzerinden geliştirilen re-organizasyon projeleri; üretim, depolar, dağıtım kanalları, mağazalar yada finans departmanları hedefleri ulaşmak isterken, kendisi haricinde en az bir departmanın performansını olumsuz etkiliyor. Bu alan hakimiyeti mücadelesi sebebi ile işlerin yürümeyeceğinden korkan firmalar Lojistik 4.0’a giden yoldaki dijital dönüşüm adımları hep küçük kalıyor. Kurduğunuz sistemin işlevsel olarak kalması için, ilgili departmanalar diyalog kuran ve ortak faydaları tespit edebilen veri analiz hizmeti alınması ya da ilgili iş departmanlarının oluşturulması gerekiyor.

Eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Gelecek birkaç yıl içinde ağır vasıtalarda Euro4/5/6 motor tipi saymayı bırakacağız. Çünkü bir çok ülke önümüzdeki 10 yıl içinde sıfır emisyonlu araçların trafikte dolaşmasına müsaade edecek. Elektrik tahrikli araçlar ön plana çıkıyor ama bu seferde menzil ve yük kapasitesi sorunu devreye giriyor olacak. Yani lojistik iş modelleri yeniden şekillenecek, genel lojistik hizmetlerin yerini, müşteri özelinde şekillenen iş modellerine geçiş yapacağız. Hatta müşterinin, iç pazarındaki niş tüketici kitlelerine özel çözümler sunacağız. Lojistik artık dünü ile bugünü bir olmayan, sürekli değişen ve sabit kuralları olmayan bir sektöre dönüşecek. Lojistik 4.0 doğru adımları atmayan firmaların kabusu olacak.

Ersin ÇAYIR İş Geliştirme ve Verimli Filo Yönetmeni
Ersin ÇAYIR İş Geliştirme ve Verimli Filo Yönetmeni

Röportaj: Ayşe KARAKAYA

Proje Geliştirme Koordinatörü

Sponsor