Bosch teknolojisi, yakıt tüketimi ve çevresel etki ile ilgili avantaj sağlıyor.

5940

Bosch CEO’su Denner, yakıt tüketimi ve CO2 emisyonları konusunda şeffaflık çağrısında bulundu. 

Benzersiz emisyonlar: 2020 yılı için belirlenen sınırlardan 10 kat daha az NOxYeni Bosch teknolojisi, yakıt tüketimi ve çevresel etki ile ilgili avantaj sağlıyor.

Denner: “Dizelin bir geleceği var. Kısa bir süre içerisinde emisyonlar artık sorun olmayacak.”

Yapay zeka ile donatılan içten yanmalı motorlar, hava kalitesi üzerinde neredeyse sıfır etkiye sahip

Siyasetçilere sesleniş: yakıt tüketimi yollarda ölçülmeli ve emisyonlar ise kaynaktan tekerleğe kadar analiz edilmeli. 

“Dizelin bir geleceği var. Bugün, dizel teknolojisinin sonunun geldiğine dair iddialara son noktayı koymak istiyoruz.” Bunlar, şirketin yıllık basın toplantısında konuşan, dizel teknolojisinde kararlı ve önemli bir ilerlemenin duyurusunu yapan Bosch CEO’su Volkmar Denner’in sözleri. Bosch’taki yeni gelişmeler, araç üreticilerinin geleceğin limitlerine daha şimdiden uymasını sağlayacak şekilde azot oksit (NOx) emisyonlarını yüksek oranda azaltmasını sağlayabilecek. RDE (gerçek sürüş emisyonları) testinde bile, yeni ve özel Bosch dizel teknolojisi ile donatılmış araçların emisyonları mevcut limitlerin çok altında olmanın yanı sıra, 2020 yılında yürürlüğe girmesi planlanan limitlerin bile altında. Bosch mühendisleri, mevcut teknolojileri geliştirerek bu sonuçları elde etti. Maliyetleri arttırabilecek ek bileşenlere ihtiyaç bulunmuyor. Denner, “Bosch, teknik olarak mümkün olan şeylerin sınırlarını zorluyor. En son Bosch teknolojisi ile donatılan araçlar, düşük emisyonlu araçlar olarak sınıflandırılacaklar ve fiyatları uygun olmaya devam edecek.” dedi. Bosch CEO’su karayolu trafiğinin neden olduğu CO2 emisyonlarıyla ilgili yakıt tüketimi ve bunun neticesinde CO2 emisyonlarının da gelecekte karayollarında gerçek koşullar kapsamında daha şeffaf koşullarda ölçülmesi çağrısında bulundu.  

Gerçek sürüş koşulları kapsamında rekor okumalar: Kilometrede 13 mg NOx

2017 yılından beri Avrupa mevzuatı, RDE uyumlu şehir içi, şehir dışı ve otoban döngüleri karışımına göre test edilen yeni binek otomobil modellerinin kilometrede 168 miligramdan fazla NOx yaymamasını gerekli kılıyor. 2020 yılı itibarıyla bu limit 120 miligrama düşecek. Ancak Bosch dizel teknolojisi ile donatılan araçlar bugün bile standart yasalarla uyumlu RDE döngülerinde 13 miligram NOx kadar az bir miktarda emisyona neden oluyor. Bu, 2020 yılından itibaren yürürlüğe girecek olan limitin yaklaşık onda birine denk geliyor. Ve test parametrelerinin yasal gereksinimlerin çok üstünde olduğu, özellikle zorlu şehir içi sürüş koşullarında bile Bosch test araçlarının ortalama emisyonları kilometrede 40 miligram kadar düşük bir değere sahip. Bosch mühendisleri, geçtiğimiz birkaç ay içerisinde gerçekleştirdikleri önemli ilerleme sayesinde bunu başardı. Gelişmiş yakıt enjeksiyonu teknolojisi, yeni geliştirilen hava yönetimi sistemi ve akıllı sıcaklık yönetimi kombinasyonu, böylesine düşük değerleri mümkün kıldı. NOx emisyonları, aracın dinamik veya yavaş kullanılması, dondurucu soğuklar veya yaz sıcakları, otoban veya sıkışık şehir trafiğine bakılmaksızın tüm sürüş koşullarında artık yasal olarak izin verilen seviyenin altında kalabiliyor. Denner, “Sürücüler ister ticaretle uğraşan kişiler, ister işe gidip gelen kişiler olsun, dizel şehir içi trafikte bir seçenek olmaya devam edecek.” dedi.

Bosch, Stuttgart’ta gerçekleştirmiş olduğu büyük basın etkinliğinde bu yenilikçi gelişmenin kanıtını sergiledi. Almanya’dan ve yurtdışından gelen onlarca gazeteci, mobil ölçüm ekipmanlarıyla donatılan test araçlarını yoğun şehir trafiğinde ve özellikle zorlu koşullarda sürme imkanı elde etti. Gazeteciler tarafından kayıt altına alınan sonuçlar ve sürüş yapılan güzergah buradan görülebilir (http://www.bosch-presse.de/pressportal/de/media/dam_images/pi10617/2018_04_24__bpk_rde_results_final ). NOx emisyonlarını azaltmaya yönelik tedbirler yakıt tüketimini önemli ölçüde etkilemediğinden, yakıt tasarrufu, CO2 emisyonları ve bunun neticesinde iklim dostu olma konusunda dizel göreceli üstünlüğünü sürdürmeye devam ediyor. 

Yapay zeka, içten yanmalı motorların performansını daha da fazla arttırabilir

Bu teknolojik ilerlemeye rağmen dizel motor, henüz tam gelişme potansiyeline ulaşmadı. Bosch, en son gelişmeleri desteklemek üzere yapay zekayı kullanmayı amaçlıyor. Bu, önemli bir ilerleme kaydetmeye yönelik bir başka adımı işaret ediyor: CO2 dışında çevre havası üzerinde neredeyse sıfır etkiye sahip bir içten yanmalı motorun geliştirilmesi. Denner, “Dizel motorun geleceğin mobilitesine ilişkin seçenekler içerisinde önemli bir rol oynamaya devam edeceğine kesinlikle inanıyoruz. Elektromobilite kitle pazarına ulaşana kadar, bu oldukça etkili içten yanmalı motorlara ihtiyaç duymaya devam edeceğiz.” dedi. Bosch mühendislerine yönelik iddialı hedef, önemli bir partikül veya NOx emisyonuna neden olmayan yeni nesil dizel ve benzinli motorların geliştirilmesini kapsıyor. Kirlilik konusunda önemli bir nokta olan Stuttgart’taki Neckartor’da bile geleceğin içten yanmalı motorlarının bir metreküp çevre havası içerisinde bir mikrogramdan fazla NOx’tan sorumlu olmamasını hedefliyor. Bu rakam, bugünün metreküpte 40 mikrogramlık limitinin kırkta biri, yani yüzde 2,5’idir. 

Bosch daha da ileriye gitmek istiyor: yakıt tüketimi ve CO2‘de şeffaf ve gerçekçi testler

Denner, doğrudan yakıt tüketimiyle ilgili olan CO2 emisyonları konusunda da yeni bir odak noktasının belirlenmesi gerektiğini belirtti. Tüketim testlerinin artık laboratuvarlarda değil, gerçek sürüş koşulları kapsamında yapılması gerektiğininin altını çizdi. Bu, emisyonların ölçülmesi için kullanılana benzer bir sistem oluşturabilir. Denner, “Bu, tüketici açısından daha fazla şeffaflık ve daha odaklı bir iklim eylemi anlamına geliyor.” dedi. Ayrıca, CO2 emisyonlarına yönelik değerlendirmeler, yakıt deposu veya batarya dışında çok daha kapsamlı bir hale getirilmeli. Denner, “Sadece araçların neden olduğu emisyonlar değil, aynı zamanda bunlara enerji sağlamak üzere kullanılan yakıtın veya elektriğin üretimi sırasında oluşan emisyonlar da dahil olmak üzere karayolu tarafından neden olunan genel CO2 emisyonlarına yönelik şeffaf bir değerlendirmeye ihtiyacımız var.” dedi. Daha kapsayıcı bir CO2 ayak izinin, elektrikli araç sürücülerine bu mobilite türünün iklim üzerindeki etkisi konusunda daha gerçekçi bir tablo sunabileceğini ekledi. Fosil dışı yakıtların kullanımı da içten yanmalı motorların CO2 ayak izini daha fazla iyileştirebilir. 

Ürün geliştirme yasası: etik teknoloji tasarımı

Araştırma ve geliştirme mühendisliği konusunda kurumsal sorumluluğa da sahip olan Denner, Bosch’un ürün geliştirme yasasını halka tanıttı. Bu yasa, Bosch ürünlerinin geliştirilmesi konusunda şirketin sahip olduğu ilkeleri gösteriyor. Öncelikle, test döngülerini otomatik olarak tespit eden işlevlerin sürece dahil edilmesi kesinlikle yasaklanıyor. İkinci olarak, Bosch ürünleri test durumları için optimize edilmemeli. Üçüncü olarak, Bosch ürünlerinin normal, günlük kullanımı mümkün olan en geniş kapsamda insan hayatını, kaynakları ve çevreyi korumalı. Denner, “Buna ek olarak, kanunlara uygunluk ilkesi ve “Yaşam için teknoloji” mottomuz, eylemlerimize rehberlik ediyor. Şüpheye düşülmesi durumunda, Bosch’un değerleri müşterilerin isteklerine üstün gelecektir.” dedi. Örneğin Bosch, 2017 yılının ortasından beri partikül filtresi kullanımını içermeyen benzinli motorlara yönelik Avrupa’daki müşteri projelerinde yer almıyor. Ağırlıklı olarak araştırma ve geliştirme alanında olmak üzere toplamda 70.000 çalışan, şirketin 130 yılı aşkın geçmişinde en kapsamlı eğitim programının bir parçası olarak 2018 yılının sonu itibarıyla yeni ilkelerle ilgili eğitimi almış olacak. 

Yeni Bosch dizel teknolojisine ilişkin teknik sorular ve cevaplar

Yeni dizel teknolojisini farklı kılan şey nedir?

Bugüne kadar, dizel araçlarda NOx emisyonlarının azaltılmasını etkileyen iki faktör vardı. Bunlardan birincisi sürüş tarzı. Bosch tarafından sağlanan teknolojik çözüm, motora yönelik son derece duyarlı bir hava akışı yönetimi sistemidir. Dinamik sürüş tarzı, egzoz gazlarının eşit derecede dinamik bir şekilde yeniden dolaşımını gerekli kılar. Bu, konvansiyonel turboşarjlara oranla çok daha hızlı bir şekilde reaksiyon gösteren bir RDE optimize turboşarjın kullanılmasıyla elde edilebiliyor. Yüksek ve düşük basınçlı egzoz gazı yeniden dolaşım kombinasyonu sayesinde hava akışı yönetimi sistemi çok daha esnek bir hale geliyor. Bu, sürücülerin emisyonlarda artış olmadan yüksek hızda araçlarını sürebilecekleri anlamına geliyor. Sıcaklığın etkisi de aynı oranda önemlidir. Optimum NOx dönüşümü sağlayabilmek için egzoz gazlarının 200°C’den daha sıcak olması gerekmektedir. Şehir içi sürüşte, araçlar sıklıkla bu sıcaklığa ulaşamıyor. Bu nedenle Bosch, dizel motora yönelik bir sofistike termal yönetim sistemi geliştirdi. Bu sistem, egzoz gazı sıcaklığını aktif bir şekilde düzenliyor ve böylece egzoz sisteminin, sabit bir sıcaklık aralığı içerisinde çalışabilmesi için yeterince sıcak kalmasını ve emisyonların ise düşük bir seviyede kalmasını sağlıyor. 

Yeni teknoloji ne zaman üretime hazır hale gelecek?

Bosch’un yeni dizel sistemi, şu anda pazarda mevcut olan bileşenlere dayanmaktadır. Müşterilerimize hemen sunulabilirler ve üretim projelerine dahil edilebilirler.  

Neden şehir içi sürüş, şehir dışı veya otobana oranla daha zorlu?

Optimum NOx dönüşümünü sağlayabilmek için egzoz gazlarının 200°C’den daha sıcak olması gerekmektedir. Bu sıcaklığa otomobillerin trafiğe takıldığı veya dur-kalk yaparak ilerlediği şehir içi sürüşte genelde ulaşılamamaktadır. Bunun neticesinde egzoz sistemi soğumaktadır. Bosch’un yeni termal yönetim sistemi, egzoz gazı sıcaklığını aktif bir şekilde düzenleyerek bu sorunu çözüme ulaştırıyor. 

Sıcaklık yönetmeliği, egzoz gazı sistemine yardımcı bir 48 volt ısıtıcı veya benzer türden ek bileşenler takılmasını gerekli kılıyor mu?

Bosch’un yeni dizel sistemi, şu anda pazarda mevcut olan bileşenlere dayanmaktadır ve ek bir 48 volt yerleşik elektrik sistemi gerektirmez. 

Yeni Bosch teknolojisi dizel motoru çok daha pahalı bir hale getirecek mi?

Bosch dizel teknolojisi, şu anda üretilen araçlarda zaten kullanılmakta olan bileşenlere dayanmaktadır. Bu ilerleme, mevcut teknolojinin yeni bir kombinasyonuyla elde edilmektedir. Herhangi bir ek donanımsal bileşen gerektirmemektedir. Bu nedenle emisyonların azaltılması, dizel araçların fiyatlarını yükseltmeyecektir. 

Dizel motor, yeni teknoloji neticesinde yakıt tasarrufu ve iklim dostu olma konularındaki rekabet üstünlüğünü kaybedecek mi?

Hayır. Mühendislerimizin hedefi nettir: CO2 emisyonları açısından dizelin rekabet üstünlüğünü sürdürürken NOx emisyonlarını azaltmak. Bu nedenle dizel, bir iklim dostu seçenek olmaya devam edecek.  

Mobilite Çözümleri, Bosch Grubu’nun en büyük iş sektörüdür. 2017 yılında 47,4 milyar Avro’luk bir satış gerçekleştirilmiştir ve bu rakam, grubun toplam satışlarının yüzde 61’ine denk gelmektedir. Bu rakam, Bosch Grubu’nu önde gelen otomotiv tedarikçilerinden birisi yapmaktadır. Mobilite Çözümleri iş sektörü, kazasız, emisyonsuz ve stressiz bir mobilite vizyonuna sahiptir ve grubun uzmanlığını otonom, elektrifikasyon ve bağlanabilirlik olmak üzere üç alanda bir araya getiriyor. Müşterileri için bu çaba, entegre mobilite çözümleri sağlıyor. İş sektörünün ana faaliyet alanları arasında içten yanmalı motorlar için enjeksiyon teknolojisi ve güç aktarım mekanizması çevre birimleri, güç aktarım mekanizması elektrifikasyonu için çeşitli çözümler, araç güvenlik sistemleri, sürücü yardımı ve otomatik işlevler, kullanıcı dostu eğlendirici bilgilendirme sistemi ve ayrıca araçtan araca ve araçtan altyapıya iletişim teknolojisi, tamir atölyesi konseptleri ve otomotiv satış sonrası pazarına yönelik teknoloji ve servis. Bosch, aralarında elektronik motor yönetimi, ESP patinaj önleyici sistem ve “common rail” (ortak boru) dizel teknolojisinin de bulunduğu önemli otomotiv inovasyonları ile eş anlamlıdır.

 

Bosch Grubu, dünyanın önde gelen teknoloji ve servis tedarikçilerinden biridir. Dünya genelinde yaklaşık 402.000 çalışanıyla (31 Aralık 2017 itibarıyla) 2017 yılı ön rakamlarına göre 78.1 milyar avro satış gerçekleştirmiştir. Faaliyetleri dört sektöre ayrılmaktadır: Mobilite Çözümleri, Sanayi Teknolojileri, Dayanıklı Tüketim Malları ve Enerji ve Bina Teknolojileri. Bosch dünyanın önde gelen IoT şirketi olarak akıllı evler, akıllı şehirler, ağa bağlı mobilite ve endüstri için bağlantılı çözümler sunmaktadır. Sensör teknolojisi, yazılım ve hizmet alanlarındaki uzmanlığını ve kendi IoT bulutunu kullanarak müşterilerine farklı etki alanları genelinde ağa bağlı çözümleri tek bir kaynaktan sunabilmektedir. Bosch Grubunun stratejik amacı; ağa bağlı bir yaşam için çözümler üretmek, yenilikçi ve heyecan uyandıran çözümlerle dünya genelinde yaşam kalitesini yükseltmektir. Kısacası, Bosch ‘Yaşam için Teknoloji’ sunmaktadır.

Bosch Grubu Robert Bosch GmbH ve 60 ülkede 440 bağlı şirketiyle bölgesel şirketlerinden oluşmaktadır. Bosch’un global üretim, mühendislik ve satış ağı satış ve servis ortaklarıyla birlikte dünyanın hemen hemen tüm ülkelerinde varlık göstermektedir. Şirketin gelecekteki büyümesi yenilikçilikteki gücüne dayanmaktadır. Bosch dünya genelinde 125 merkezde 64.500 çalışanla araştırma ve geliştirme çabalarını sürdürmektedir.

Sponsor