UTİKAD’ın Yaptığı Çalışmalar ve Sektörde Yaşanan Sorunlar.

12252

“Öncelikle röportaj teklifimizi kırmayan UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Sn. Emre ELDENER  beye Lojistikcilerin Sesi olarak teşekkür ederiz. Lojistik Sektörü hakkında yaptığımız bu keyifli söyleşiyi siz değerli okuyucularımıza sunmaktan memnuniyet duyarız. “

UTİKAD ‘nin tarihçesi nedir? Kuruluş hikayesi nasıl gerçekleşti?

UTİKAD’ın geçmişi 1986 yılına kadar uzanıyor. 1986 yılında Uluslararası Nakliye Müteahhitve Acentaları Derneği (UNMAD) adı altında 30 firmanın bir araya gelişi ile temelleri atılmış olup 1995 yılında Uluslararası Havayolu Kargo Acentaları Derneği (UKAD) ile birleşme sonucu Uluslararası Taşıma İşleri Komisyoncuları ve Acentaları Derneği (UTİKAD) kuruldu. 1999 yılında isim değişikliğine gidilmiş olup o tarihten günümüze Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği adı altında faaliyetlerini devam ettirmektedir.

Sizi biraz tanımak isteriz. Adınız, Soyadınız, Şirkette bulunduğunuz pozisyonuz? Ne kadar süredir bu görevdesiniz? UTİKAD’da kaç yıldır hizmet veriyorsunuz? Daha önceden bu firmada daha başka görevlerde yer aldınız mı?

1969 yılında Eskişehir doğumluyum. 1987 yılında Eskişehir Anadolu Lisesi’ni bitirdikten sonra, 1991’de Orta Doğu Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünden mezun oldum. Ardından ABD’de Baldwin Wallace Üniversitesi’nde MBA yaptım. 1991-1997 yıllarında ABD’de uluslararası ticaret ve üretim mühendisliği alanında çalıştım. 1998 yılında KITA Ulaştırma Hizmetleri ve Tic. A.Ş’ye katıldım. Halen KITA’nın hem hissedarı, hem de CEO’yum. KITA Logistics halen 5 ülkedeki 10 şubesiyle lojistik hizmet veriyor. 2014-2016 yılları arasında UTİKAD Yönetim Kurulu’nda görev aldım. Kasım 2016’da UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini üstlendim. Bu yıl da Deniz Ticaret Odası Disiplin Kurulu üyeliğine seçildim.

UTİKAD sistemi nasıl çalışıyor ve amacı nedir?

UTİKAD kendisini lojistik sektörünün çatı kuruluşu olarak tanımlamaktadır ve lojistik sektörünün her alanında faaliyet gösteren üyelere sahip, Türk taşımacılık ve lojistik sektörünün en geniş kapsamlı sivil toplum kuruluşudur. Türkiye’de ve uluslararası alanda kara, hava, deniz, demiryolu ve kombine taşımacılığın yanı sıra liman işletmeciliği, antrepo ve depo hizmetleri, hızlı kargo ve paket taşımacılığı, gümrük müşavirliği faaliyetlerinde bulunan ve lojistik hizmet üreten firmaları aynı çatı altında toplayan UTİKAD, Türk lojistik sektörünün sesi olarak sektörü ve üyelerini yurt içi ve dışında pek çok platformda temsil etmektedir.

UTİKAD’ın sürdürdüğü faaliyetler, ülkemizin lider lojistik ve taşımacılık derneği olarak, akılcı, ilkeli, sorumlu yaklaşımlarımız ve üyelerimizden aldığımız güçle; Türkiye ve dünyadaki lojistik yapılanmanın ve tedarik zincirinin kurgulanması ve optimize edilmesine yönelik her türlü oluşum ile gelişime öncülük etme vizyonu ile sürdürülmekte ve amacı Türkiye lojistik sektörünü ve dernek üyelerini ulusal ve uluslararası düzeyde en iyi şekilde temsil etmek, sektörün uluslararası standartlarda ve sürdürülebilir büyümesine katkı sağlamak, dernek üyelerinin gelişimini destekleyici faaliyetleri yürütmektir.

Üyelere ne tür hizmetler verilmektedir? Ne tür avantajlar kazandırıyorsunuz? 

UTİKAD üyelerinin sahip olduğu en büyük avantajlardan birisi UTİKAD çatısı altındaki sektörel birlikteliğin sağladığı güçten yararlanmaktır. UTİKAD üyeleri, bu güç ile ülkemizin lojistik sektörünün daha iyiye gitmesi için dernek faaliyetleri altında sürdürülen çalışmalara katkı sağlamaktadır. Ulusal ve uluslararası platformlarda Türk lojistik sektörünün UTİKAD tarafından temsili, UTİKAD’ın önemli fonksiyonlarından biridir.

UTİKAD’ın doğrudan üyelerine sunduğu hizmetlerin başında FIATA konşimentoları bulunmaktadır. UTİKAD üyeleri sigortalı veya sigortasız olarak temin edebilecekleri FIATA konşimentolarını kullanabilmektedir. Ayrıca UTİKAD, IATA tarafından sunulan Air Waybill basımı ve dağıtımı yapmaya yetkilidir. UTİKAD, Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü adına üye şirket çalışanlarına “Gümrük İşlem Takip Kartı” da düzenleyebilmektedir.

Bureau Veritas ile geliştirilen Sürdürülebilir Lojistik Sertifikası lojistik ve taşımacılık sektöründe yer alan firmaların sürdürülebilir büyümeye yönlendirilmesi amacıyla sektöre özel gereklilikler çerçevesinde hazırlanmış bir sertifikadır ve UTİKAD üyeleri bu sertifikanın temini için başvurabilmektedir.

Sektörde yaşadığınız en büyük probleminiz ya da problemleriniz nelerdir? Kısaca anlatır mısınız? Özellikle son zamanlarda yaşanılan ordino sorunu hakkında fikirlerinizi almak isterim?

UTİKAD temel olarak üyelerinin daha iyi koşullarda hizmet vermelerini sağlamaya yönelik faaliyetlerde bulunuyor. Bunu yaparken lojistik sektöründe faaliyet gösteren firmaların günlük operasyonel süreçlerinde yapılabilecek fiziki ve mevzuata yönelik altyapıdaki iyileştirmeler bizim için öncelik arz etmektedir.

Bu bağlamda gündeme getirebileceğimiz konuları aşağıdaki gibi sıralayabiliriz;

  • Gümrüklerde 7/24 mesai ücretsiz işlem yapılamaması ve bundan dolayı işlemlerde yaşanan gecikmeler,
  • Kapıkule Sınır Kapısı’nda artan bekleme süreleri ve bu nedenle oluşan uzun TIR kuyrukları,
  • Limanların demiryolu bağlantılarının olmaması,
  • Tasfiye Süreçlerinin İşletilmemesi Sebebiyle Karşılaşılan Demuraj Bedelleri,
  • Havalimanlarındaki yüksek kira bedelleri,
  • Özet Beyan Cezalarının AEO Olunması Önündeki Bir Engel Teşkil Etmesi,
  • Lojistik firmalarının ExWorks ve DDP teslim şekilleri ile yapılan taşımalarda gümrükleme hizmetlerini müşterilerine fatura edememesi,
  • Havalimanı ve limanlarda “Liman Toplulukları” ve “Ortak Elektronik Bilgi Platformları”nın eksikliği,
  • Transit yüklerin antrepolara alınamaması,
  • Çeşitli yönetmeliklerle taşıma işleri organizatörlerinin sunduğu hizmetlerin tarifelerle sınırlandırılması,
  • Taşıma işleri organizatörü firmaların TMGD istihdamı ile zorunlu tutulması,

Ordino çevresinde yaşanan birtakım tartışmalar, söz konusu belgenin kanunsuzluğu ve belge için talep edilen yüksek ücretler öne sürülerek alevlendirilmeye çalışıldı. Yaptığımız açıklamalarda vurguladığımız tek bir husus vardı. Konunun gündeme geldiği günden bu yana “ordino” veya “yük teslim formu”nun gümrük mevzuatı ve süreçleriyle ilgili olmadığını, uluslararası taşımacılık işinin sonlanmasıyla ilgili bir belge olduğunu dile getirdik. Bu belgenin sadece Türkiye’de değil tüm dünyada da var olduğunu ve kullanılmakta olduğunu örnekleriyle gösterdik. Ordino belgesinin sadece Gümrük Kanunu’nda yer almamasından yola çıkarak hukuksuz bir belge sayılamayacağını ve hem bu belgenin hem de bu belge için alınan hizmet bedelinin hukuki olduğunu belirttik. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Deniz Ticareti Genel Müdürlüğü tarafından 3 Ocak 2018 tarihinde yayınlanan bir genelgeyle, eski mevzuattaki ifadesiyle ordino yani yük teslim talimat formu için bir tavan ücret uygulaması getirilmiştir. Böylece anılan ismi ile ordinonun yasallığı kamu idaresi tarafından da onaylanmıştır.

Ancak tavan ücret uygulaması ile devletin hizmet üreten ve aynı zamanda en büyük hizmet ihracatçısı sektörlerden olan taşımacılık ve lojistik hizmet erbabının hizmet fiyatlarına müdahale etmesinin ekonomik karar alma özgürlüğünü ortadan kaldıracağına dair şüphelerimiz ve endişelerimiz mevcuttur.

Kamu faaliyetleri ve hedefleri arasında yer alan lojistik köyleri hakkında ne düşünüyorsunuz?

Lojistik köyler, lojistik hizmetlerin bir arada sunulabildiği, birbirleri ile entegre taşıma modları arası aktarma imkanlarının bulunduğu yapılar olarak karşımıza çıkmaktadır. Kamu idaresi tarafından lojistik köy fikrinin benimsenmiş olmasını memnuniyetle karşılıyoruz ancak lojistik köy olarak sektörün kullanımına sunulan yapılar maalesef yük aktarma merkezi veya demiryolu istasyonu olma niteliklerini bile kısmen yerine getirebilmektedir.

Lojistik köylerde yüke ilişkin sağlanan hizmetlerin tek merkezde hızlı, verimli, planlı, zaman ve maliyet tasarrufu ile sunulması mümkündür. UTİKAD olarak her platformda dile getirdiğimiz “doğru kurgulanmış” lojistik köyler, intermodal taşımacılık için önemli bir rol oynamaktadır. Demiryolu, havayolu, karayolu ve denizyolu taşımacılık türleri ile bütünleşmiş, demiryolu ve liman bağlantıları mevcut, üretim merkezlerine erişimi kolay lojistik köyler ülkemizin uluslararası ticaret ve lojistik akışlarından daha fazla pay almasında en önemli rolü oynayacaktır.

Türkiye Lojistik Master Planı çalışmalarına 2017 yılı Temmuz ayında yapılan çalıştay ile yeniden bir ivme kazandırıldı. Lojistik Master Planı çerçevesinde açılması planlanan lojistik merkezler ve iyileştirilen lojistik altyapıyla lojistik sektörüne 2023’te hedeflenen toplam yatırımın 60 milyar liranın üzerine çıkması bekleniyor. İçinde bulunduğumuz 2018 yılı içerisinde tamamlanması planlanan master planı gerek kamu kaynaklarının verimli kullanılması gerekse özel sektör ile kamu idaresi arasındaki koordinasyona yönelik bir adım olması sebebiyle UTİKAD olarak önemsediğimiz ve çalışmalarına katkı sağladığımız bir gelişmedir.

Teknolojinin lojistik sektöründe ne derece önemli olduğunu düşünüyorsunuz?

Teknolojik gelişmelerin lojistik sektöründeki iş yapış şekillerine adaptasyonu sektör tarafından öncelik verilmesi gereken bir husustur. Sektörümüz dünyadaki onlarca aktör ile entegre bir şekilde faaliyet göstermektedir. Bu sebeple küresel ölçekte kabul gören teknolojik gelişmelerin Türkiye’deki sektör oyuncuları tarafından iş süreçlerine adapte edilmesi gerekmektedir.

Günümüzde Sanayi 4.0’ın etkilerini sektörümüzde de görmekteyiz. Nesnelerin İnterneti teknolojisi sayesinde birbirleri ile haberleşen eşyalar, personel sayısının minimize edildiği depolar, depo yönetiminde kullanılan adresleme teknikleri, RFID teknolojisi, şoförsüz kamyon ve hatta gemi kullanımına yönelik çalışmalar ve son kullanıcıların “tam zamanında” gibi esnek taleplerini yerine getirme amaçlı yatırımlar, teknolojinin aslında lojistik sektörünün geleceği açısından azami önem arz ettiğini gözler önüne sermektedir.

Lojistik okullarında verilen eğitimin yeterli olduğunu düşünüyor musunuz? Eğer değilse tavsiyeleriniz nelerdir?

Sektörde faaliyet gösteren birçok firmanın yetişmiş insan gücünün eksikliğine yönelik ortak bir kanıya sahip olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Bundan 10 sene öncesi ile günümüzü karşılaştırdığımızda Lojistik ve tedarik zinciri ana konusu temelinde müfredatlarını şekillendiren okul ve bölüm sayısının oldukça arttığını söyleyebiliriz. Ancak öğrencilerin sektörde işbaşı yaptığı anda sektör dinamiklerini haiz olduklarını söyleyemeyiz.

Bu hususta öğrencilerin sektörü daha yakından tanımak için girişimlerde bulunması yararlı olacaktır. Kısa süreli stajlar, firma ziyaretleri ve firma yöneticilerinin davet edildiği toplantılar öğrencilerin sektörü yakından tanımasına yardımcı olabilir. Ayrıca Lojistik sektöründe dünya ile entegre bir iş yapıldığı göz önüne alındığında öğrencilerin İngilizce’ye hakim olmaları gerekmektedir.

Dernek olarak öğrenciler için birçok yurtdışı programına destek verdiniz, sıradaki projeleriniz nelerdir?

Geçmiş dönemde, UTİKAD’ın yerel ortak olarak yer aldığı ve Avcılar Mehmet Emin Horoz Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nin yürüttüğü “Entegre Demiryollarında Kombine Taşımacılık Uygulamaları” projesi kapsamında 14 meslek lisesi öğrencisi Avrupa’da 21 gün kaldı. T.C. Avrupa Birliği Bakanlığı Erasmus + Projeleri arasında tek lojistik projesi olma özelliği taşıyan proje kapsamında 14 meslek lisesi öğrencisi ve 2 öğretmenden oluşan grup 21 gün boyunca Avrupa’nın çeşitli bölgelerinde lojistik sektörünün tüm boyutlarını görme şansı yakaladı. Önümüzdeki dönemde Beykoz Üniversitesi tarafından Sanayi 4.0’ın Lojistik sektöründeki etkilerini araştırmayı amaçlayan uluslararası bir programa yerel ortak olarak destek vereceğiz.

2017 yılı değerlendirmesi ve 2018 öngörüleriniz hedefleriniz nelerdir? Kısaca bahseder misiniz?

Yapılan değerlendirmeler Türkiye’de Lojistik sektörünün 2017 yılını %5 oranında bir büyüme ile kapattığını gösteriyor. 2016’ya kıyasla 2017 yılı görece daha iyi geçirdiğimiz bir yıl oldu. 2018 yılına dair sektörün beklentileri öncelikle ülkemizin lojistik bağlanabilirlik kapasitesinin artırılması olacaktır. 2017 yılından daha fazla oranda gerçekleşecek bir büyüme oranı sektör paydaşlarının beklentileri ile örtüşecek olup bu bağlamda ülkemizi yakından ilgilendiren ‘Bir Kuşak Bir Yol’ gibi projelerden en yüksek payın alınmasını teminen ülkemizin lojistik altyapısını daha iyiye götürecek tüm çalışmalar sektörümüz tarafından desteklenecektir. Serbest rekabet ortamını zedeleyen uygulamalardan kaçınılmalı, sektörü ilgilendiren idari kararlar tüm sektör paydaşları ile birlikte alınmalıdır.

Röportajı yapan;

Deniz Kürtünlü

Lojistikcilerinsesi.biz

İş Geliştirme ve Araştırma Yöneticisi

 

Sponsor