Ana Sayfa Diğer SÜRÜCÜSÜZ ARAÇLARDAN OLUŞAN TRAFİKTE SİGORTACILIK DİNAMİKLERİ NASIL DEĞİŞECEK?

SÜRÜCÜSÜZ ARAÇLARDAN OLUŞAN TRAFİKTE SİGORTACILIK DİNAMİKLERİ NASIL DEĞİŞECEK?

6050

Araç teknolojilerinde otonom bir diğer deyişle sürücüsüz araç modeline geçişin, geçtiğimiz birkaç yıl içerisinde oldukça hızlandığını gözlemliyoruz. Accenture tarafından Mayıs 2017 tarihinde Stevens Institute of Technology ile birlikte yürütülen araştırmaya göre, yaklaşık 250 milyonu aşan araba ve kamyonun kayıtlı olduğu ABD karayollarında 2035 yılına kadar 23 milyon otonom araç olacağı öngörülüyor ki bu rakam tüm araçların neredeyse 10%’una tekabül ediyor.

Otonom araçların yaygın şekilde artması ile birlikte otomobil endüstrisinin dinamikleri değişirken birçok hukuki sorun da ortaya çıkacak gibi gözüküyor.

Araç sürücüsüz giderken kırmızı ışık ihlali yaparsa kim sorumlu olacak? Hatalı sollama, hatalı park halinde ceza kime yazılacak? Türkiye’deki gibi sürücü yerine plakaya ceza yazılması uygulaması artık “otomatik araç” sistemini yapan şirket için mi geçerli olacak?

Ve daha da önemlisi araçların kaza yapması durumunda kasko sigortalarında kazasızlık indirimi, sürücüsüz aracın sahibine göre mi, yazılım şirketinin yollardaki araçlarının kazasız sürüşlerine göre mi olacak gibi birçok soruya yanıt aranıyor. Genel araçlar için ne kadar fazla araç sigortalanırsa ortak risk o kadar araca bölündüğü için primler daha uygun olurken, otonom araçlarda sayının oldukça düşük olması primlerin yüksek olmasına neden oluyor. Bu da yeni dönemde farklı düzenlemelerin olacağı fikrini düşündürüyor.

Limerick Üniversitesi’nden Barry Sheehan’ın otonom araçların geleceği ve sigortacılar üzerindeki etkisi üzerine IBIS Ireland Konferansı’nda yaptığı sunum ise ilginç başlıklar içeriyor.

Her yıl Avrupa yollarında 40.000 ölüm ve 1.5 milyon yaralanma olduğuna dikkat çeken Sheehan, kazaların % 94’ünün insan hatası nedeniyle ortaya çıkmasının, sigorta primlerinin düşük olmasına neden olduğunu aktarıyor. Buna karşın neredeyse hata oranı bulunmayan otonom araçların daha az kaza riski oluşturmasının ters orantıya neden olarak primlerin yükselmesine neden olduğunu savunuyor.

İnsan hatasına yakından etki eden bir diğer faktör ise teknoloji. Günümüzde otomobilleri daha güvenli hale getiren gelişmiş sürücü destek sistemleri (ADAS) ve özerk acil frenleme (AEB) gibi teknolojiler, insanlar tarafından kaynaklanan kazaları minimuma indiriyor. Yeni teknoloji geliştirmenin oldukça maliyetli olduğu günümüzde son teknoloji kullanılan araçlar ve sigortaları da oldukça maliyetli… Hali hazırda pahalı olan otomatik bağlantılı sensorlar ve çiplere ek olarak, üreticiler için gerçek bir risk taşıyan yazılım hataları, bellek taşması ve algoritma kusurlarına karşı sigortalanmanın yıllık 2.5 milyar dolarlık bir fırsat yaratabileceği ise yine gündemde olan bir diğer konu.

Limerick Üniversitesi’nin araştırdığı gelecekteki sigorta maliyetleri senaryolarında, riski etkileyen faktörlerden biri de riskin kullanıcı ve otonom araç yazılımı arasında bölünmesi.

Otonom araçlarda yolculuk sırasında sorumluluğun sürücüde olduğu kadar yazılımla ilgili de olabilmesi, riskin artık sürücü yaşı, yeri ve türü gibi geleneksel faktörlere göre hesaplanamayacağı anlamına gelecek. Bu faktörlere bir de siber risk, yazılım sorunları ve sensor arızaları gibi yeni tehditler eklenmek durumunda kalacağı için riskler hesaplanırken bu noktalar da hesaba katılmak durumunda kalacak. Accenture’un Mayıs 2017 tarihli Otonom Araçların Sigortalanması Raporu siber hırsızlık, fidye yazılımı gibi tehditlere karşı geliştirilen siber güvenlik sistemlerinin, Amerika’daki yıllık primlerde yaklaşık 12 milyar dolarlık bir gelir şeklinde yansıyacağını öngörüyor.

Tüm bu olumlu öngörülere karşın KPMG’nin Ekim 2017 tarihinde hazırladığı “Otonom Araçlar Dünyasında Otomobil Sigortaları” raporu ise sürücüsüz araçlarla birlikte kaza riskinin en aza ineceğini bu sebeple 2050 yılına kadar otomobil sigortacılığının yüzde 71 oranında küçüleceğini öngörüyor. Bu ise sektör için 137 milyar dolar demek. Accenture raporunda dikkat çeken diğer öngörüler ise yakın gelecekte otonom araç sayısının artacak olmasıyla primlerin düşeceği ve buna bağlı olarak sigorta şirketlerinin büyüme ve karlılıklarının azalmaya başlayacağı yönünde. Rakamlarla açıklarsak 2026’da başlayacak bireysel primlerdeki düşüş, 2035 itibarıyla sigortacılar için 25 milyar dolar zarara ulaşacak. Bu durum ise yaklaşık 200 milyar dolarlık sigortacılık pazarı için oldukça önemli bir kayıp.

Tüm raporların işaret ettiği ortak nokta, sürücüsüz araç teknolojisinin sigorta sektörünü direk etkileyeceği yönünde fakat gelecek hala çok belirgin değil, bu nedenle öngörüler sağlam bir temele oturtulamıyor. Bilinen bilinmeyenler ve bilinmeyen bilinmeyenler, kısacası henüz bilmediğimiz birçok konu var. Bu nedenle daha fazla vakit kaybetmeden, her iki tarafın da bu tehdide karşı kendini koruyabilmesi için, otonom araçlar konusunda sigortacılar ve üreticiler arasında daha fazla işbirliği geliştirilmesi ve bu teknolojinin olası etkilerinin geniş ölçekte ele alınması gerekiyor.

Open Event