LOJİSTİK, MÜHENDİSLİĞİ HAK ETMİYOR MU?

13726

Malın ya da hizmetin hareketi büyük önem kazanarak lojistik anlayışın her geçen gün önemini daha da arttırması ve yayılması Dünyada ve Türkiye’de bu hızı yakalama trendlerini ortaya koymuştur. Özellikle günümüz küresel ekonomisinde rekabet etme anlamında yükselen değer olan lojistik hareketlilik ve kavramları daha iyi irdelemek ihtiyacını ortaya koymaya devam etmektedir. Lojistik yeni yüzyılda Dünyadaki gelişecek olan üç sektörden (Genetik, bilişim/elektronik, lojistik) biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu oluşum içinde lojistik sektörünün Türkiye’de de gelecekte dört misli artacak potansiyel bir güce ulaşacağı ise kesindir. Ancak Türkiye bu gelişmelere alt yapı ve mevzuat olarak ne kadar hazırdır?

Yeni teknolojilerin lojistik verimliliğinin artması, kayıpların azalması, şeffaflığın yaratılması ve doğru planlamayla maliyetleri de azaltması ancak teknolojiyi en iyi şekilde kullanan, takip eden, bilen profesyonel personelle mümkün olacaktır.

Lojistik yönetim anlayışının kavranması da hareketliliğin yönetiminde ne kadar önemli bir kavram olarak ortaya çıktığı görülecektir. Ayrıca her geçen gün lojistiğin öneminin artmasına paralel olarak profesyonel lojistik kadro ihtiyacı da beraberinde artacaktır. Ancak var olan ihtiyaca Türkiye’nin henüz yeterince cevap veremediği de dikkat çekecektir.

Genel anlamda hala Türkiye’de her alana lojistik kelimesini yazmakla tam olarak lojistik kavramının yerleştiği de söylenemez. Dolayısıyla Türkiye’de profesyonel lojistik firmalarının da sayısına bakıldığında henüz son derece az sayıda firmayla karşılaşılacağı gerçeği ile yüz yüze kalınacaktır. Ayrıca Dünya’da ve Türkiye’de lojistiğin hızla ilerlediği bir dönemde ülkemizde henüz lojistik mevzuatlarının da yerine oturmadığı ve bu konudaki mağduriyetlerin devam ettiği de bir gerçektir. Ayrıca baktığımızda her firma görevinin başına lojistik kavramını eklemiş olmasına rağmen alakası olmayan işlerle uğraştığına da şahit olursunuz. Yine lojistiğin bir branşlaşma, bir bilim konusu olmasına rağmen lojistik alanında profesyonel olmayan, ilgisiz personel ve firmalara da rastlarsınız. Bunlar Lojistik kavramının ülkemizde henüz tam olarak yerine oturmadığını göstermektedir. Ayrıca Lojistik alanındaki mevzuatlarında yetersizliği eklenince lojistik sorunları her geçen gün daha da büyütecektir.

Bu doğrultuda aşağıdaki lojistik tanımlarına bir kez daha farklı bir bakışla göz atalım;

Lojistik: Hesap kitap yapma bilimi, hesapta becerikliliktir.

Lojistik: Hareketliliğin yönetimi, matematik düşünme sanatıdır,

Lojistik: Sürekli hareketliliğin içinde bitmeyen bir eylemdir,

Lojistik: Bir sorgulama ve doğru plan program sanatıdır.

Bu tanımlamalardan anlaşılan lojistik kavramının her evresinde matematiksel bir alışverişi görmek mümkündür. Doğru yapılan bu alışveriş, lojistiğin de başarısını ortaya koyacaktır.

Tanımlara yakından baktığımızda artık Türkiye’de lojistik mühendislere her geçen gün daha fazla ihtiyaç duyulacağı net olarak görülecektir. Hatta bazı firmaların ise Türkiye’de ciddi anlamda lojistik mühendisi arayışının artışı bu ihtiyacın bel kemiğini oluşturacaktır. Halihazırda Üniversitelerimizde Lojistik Mühendisliği yetişmemesine rağmen özellikle özel kuruluşların Lojistik Mühendisi, Lojistik Müdürü arayışları sürekli artış göstermektedir. Burada bilgi iletişimi açısından bir çelişki mevcuttur. Çünkü ülkemizdeki üniversitelerimizde henüz lojistik mühendisi yetiştiren bölümler mevcut değildir. Üniversitelerimizin Lojistik ve ulaştırma bölümleri vardır. Fakat mezun olan öğrenciler sadece bölüm mezunu olup mühendislik losyonuyla donatılmamıştır. Bu konu iki yıllık lojistik meslek yüksek okulları içinde geçerli olup, branşlaşma konuları net olarak belirlenememiş ve mezuniyet isimleri henüz belli olmadan bölüm mezunu şeklinde çalışma hayatına gönderilmektedir.

Halen Türkiye’de endüstri mühendisliği gibi farklı mühendislik dallarında eğitim gören öğrenciler, lojistik alanda yüksek lisans yapanlar, yurt dışında lojistik mühendislik eğitimi alanlar, sertifika programlarıyla lojistik eğitimleri alanlar, lojistik firmalarında çalışarak deneyim kazananlar v.b. şeklinde eğitim süreçleri devam etmektedir. Lojistik alanında ise halen doktora programları da yeni yeni gelişme göstermektedir. Bu nedenlerle özellikle lojistik sorun ve mevzuatlarının gerçek anlamda düzelmesi de mümkün değildir. Ancak bu alanlarda gerçek lojistik eğitimlerini alan lojistik mühendisleri ve lojistik teknikerleri sayesinde problem sahalarının daha kısa sürede çözümleneceği kesindir. Aynı zamanda bu gelişme firmaların lojistik kuruluşlarının da daha anlamlı bir hale gelmesini sağlayacaktır.

Seven Rights’in 7 doğru lojistik tanımından yola çıkarak lojistiğin eğitim alanında da bir tanıma ihtiyacının olacağı net bir şekilde görülecektir.Bu 7 doğru tanımını eğitimsel olarak irdelediğimizde aşağıdaki sonuca ulaşılacaktır.

Doğru   Personel

Doğru   Eğitim

Doğru   Branşlaşma

Doğru   Etkinlik Alanları

Doğru   Kadrolaşma/Teşkilatlanma

Doğru   Kullanım

Doğru   Makam- Memuriyet

Bu doğrular prensibi bizi lojistik alanında daha etkin insan potansiyeline ulaştıracaktır.

Uluslararası lojistik arenasındaki hizmet hızının daha bilimsel boyutlarda yerini alacağı da lojistik mühendis ve teknikerleriyle mümkün olacağı muhakkaktır. Ayrıca lojistik anlamda branşlaşmanın da gerçekleşmesiyle lojistik başarı şansı artacaktır. Üniversitelerimizde lojistik konusunun yeniden ele alınarak yeni bilimsel ismine kavuşturulacak bir yapı içine alınması gerekmektedir. Lojistik mühendis ve teknikerleri sayesinde Türkiye’de lojistik kavramı yerine oturacak, hizmet anlayışı, mevzuatı ve uygulamasıyla lojistik emin ellere teslimi yapılacak ve uluslararası lojistikte de kendini yarışabilecek düzeye getirecektir.

Şimdi soruyorum; Lojistik, mühendisliği hak etmiyor mu?

Hasan ÖZGEN

Yeditepe Üniversitesi

Öğretim Görevlisi

 

 

 

Sponsor